Blog - Murat Enöz

MUÀ Yeniköy  Dondurma tutkunuysanız veya sadece sıcaktan bunaldığınız bir günde serin bir mola vermek istiyorsanız, MUÀ Gelatieri d'Italia – Yeniköy Şubesi benim en sevdiğim mekanlardan. Bir kez denedikten sonra, eminim siz de benim gibi müdavimi olacaksınız. Belçika çikolatalı dondurma külahları çok lezzetli. Floransalı dondurma ustalarının geleneğini İstanbul’a taşımak taşımak amacıyla kurulmuş bir mekan burası. Sahile yakın konumlanmış. MUÀ'da klasiklerin dışında, çok özgün tatlar da bulunuyor. Mesela fıstıklı dondurmaları, İtalya’daki en iyi dondurmacılarla yarışacak seviyede. Gerçek Antep fıstığı kullanılıyor ve yoğun aroması damağınızda uzun süre kalıyor.  Doğal malzemeler kullanılarak üretilen dondurmalar, katkı maddesi veya yapay tatlandırıcı içermiyor. Her bir aroma, gerçek meyveler, taze süt ve saf şekerle hazırlanıyormuş. Önceki antep fıstıklı dondurma yerine Dubai Çikolatalı olanı gelmiş ve bu tat biraz daha ağır ve yemesi zor geldi. Lotus bisküvili olanı...

Alexander Fleming ve Penisilinin Keşfi Bugün basit bir enfeksiyon için bile antibiyotik kullanmak sıradan bir tıbbi müdahale gibi görünse de, 20. yüzyılın başlarına kadar insanlar için enfeksiyonlar ölümcül olabiliyordu. Bu durumu değiştiren keşif, 1928 yılında Alexander Fleming tarafından yapıldı: dünyanın ilk antibiyotiği, penisilin. Penisilinin keşfi, modern tıbbın en önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Peki, bu mucizevi maddenin bulunma süreci nasıldı? Hangi tesadüfler ve hangi bilimsel gözlemler bu büyük buluşa kapı araladı? Alexander Fleming ve Tarihi Keşif Alexander Fleming, İskoç asıllı bir bakteriyologdu ve Londra'daki St. Mary’s Hastanesi'nde çalışıyordu. Fleming, bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkili çözümler arıyordu. Ancak 1928 yılının Eylül ayında, laboratuvarında yaptığı sıradan bir gözlem, tüm tıp dünyasını değiştirecek bir keşfin kapısını açtı. Fleming, tatil dönüşü laboratuvarındaki Petri kaplarında Staphylococcus bakterilerini incelerken ilg...

Borneo Gunes Ayisi Borneo güneş ayısı (Helarctos malayanus), dünyanın en küçük ayı türü olarak bilinir. Güneydoğu Asya'nın tropikal ormanlarında yaşayan bu eşsiz tür, benzersiz fiziksel özellikleri ve davranışlarıyla dikkat çeker. Ancak, habitat kaybı ve yasa dışı avlanma gibi tehditler nedeniyle nesli tehlike altındadır.​ Fiziksel Özellikler Güneş ayısı, omuz yüksekliği yaklaşık 70 cm olan ve 25 ila 65 kg arasında değişen ağırlığıyla en küçük ayı türüdür . Kısa, parlak siyah tüyleri ve göğsünde bulunan sarımsı-turuncu renkteki ay şeklindeki leke, bu türün ayırt edici özelliklerindendir . Ayrıca, uzun dili (20–25 cm) sayesinde arı kovanlarından balı kolayca çıkarabilir ( Sun Bear Facts — Bornean Sun Bear Conservation Centre ). Yaşam Alanı ve Dağılım Güneş ayısı, Güneydoğu Asya'nın tropikal ormanlarında, özellikle Borneo, Sumatra, Malezya, Tayland ve Vietnam gibi bölgelerde yaşar . Ağaçlarda yaşamaya adapte olmuş bu tür, zamanının büyük bir kısmını ağaçlarda geçirir ve genellikl...

Yapay Zeka Hastane Hizmete Giriyor Çin, sağlık hizmetlerinde devrim niteliğinde bir adım atarak dünyanın ilk tamamen yapay zeka (AI) destekli hastanesini hayata geçirdi. Tsinghua Üniversitesi tarafından geliştirilen ve "Agent Hospital" olarak adlandırılan bu sanal hastane, AI doktorlarıyla günlük 3.000'den fazla hastaya hizmet verebiliyor ve bu sayı kısa sürede 10.000'e ulaşabiliyor . Bu yenilik, sağlık sektöründe verimliliği artırmayı ve hizmet kalitesini yükseltmeyi hedefliyor.​ Agent Hospital Nedir? Agent Hospital, Tsinghua Üniversitesi'nin yapay zeka araştırma ekibi tarafından geliştirilen, tamamen AI tarafından yönetilen bir sanal hastanedir. Bu hastanede, 14 AI doktoru ve 4 AI hemşiresi görev yapmaktadır. AI doktorları, hastaların semptomlarını analiz ederek teşhis koyar, tedavi planları hazırlar ve takip süreçlerini yönetir ( World’s first AI hospital unveiled in China with robot doctors who 'can treat 3,000 patients A DAY & will save millions’ | Th...

Uluabat Gölü'ndeki Cennet Köşesi Gibi Bir Yarımada Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı Gölyazı, doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve huzur veren atmosferi ile Türkiye’nin en özel rotalarından biridir. Uluabat Gölü’nün kıyısında yer alan bu şirin balıkçı kasabası, yılın her döneminde ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatıyor. Gölyazı, özellikle doğa severler, fotoğrafçılar ve tarih meraklıları için vazgeçilmez bir destinasyondur. Uluabat Gölü’nün kuzeyinde iki yarımada, içerisinde ise yedi ada yer alıyor. Gölyazı, gölün ortasındaki adaya bir köprü ile bağlanıyor. Kurtuluş Savaşı’na kadar Rumların yaşadığı bu köyde günümüzde, mübadele ile Selanik’ten gelen Türkler ikamet ediyor. Gölyazı sakinleri ise geçimlerini tarım ve balıkçılıkla sağlıyor (kaynak >>  T.C. Bursa Valiliği - Cennetten Bir Köşe: Gölyazı ). Gölyazı’nın Tarihi Gölyazı, tarihi M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanan eski bir yerleşim yeridir. Antik dönemde "Apollonia ad Rhyndacum" olarak bilinen bu bölge, Roma ve Biza...