Havuza Girecekseniz Kulak Kirinizin Kıymetini Bilin!

Klorla Dezenfekte Edilen Havuzlarda Kulağınızda Kir Olması Gerekir!


Yüzme havuzlarında temizleme amacıyla, genellikle klor kullanılarak dezenfeksiyon işlemi yapılırken; berraklaştırıcı kimyasallar ve havuzun dip kısmının mekanik temizliği gibi işlemler yapılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü' nün yayınladığı, havuz suyu mikroskopisi makalesinin yanında; Youtube ve diğer video paylaşım platformlarında farklı kullanıcıların paylaştığı, havuz suyu mikroskopilerinde, tek hücreli canlılar, çeşitli mantarlar, klora ve antibiyotiklere dirençli bakteriler gibi birçok farklı mikroorganizmalar saptanabilmektedir. Maalesef en doğu havuz temizleme yöntemi suyun değiştirilmesi ve havuz yüzeylerinin düzenli yıkanması olmasına rağmen bu uygulama ciddi maddi yük nedeniyle pek kullanılmamaktadır. Yine havuz suyunun temizlenmesi amacıyla iyonizasyon yöntemi de kullanılmaktadır. Kalabalık havuzlara giren insan sayısı arttıkça, havuza bulaşan mikroorganizma miktarı artabilir. Havuz sularından kaynaklı ishallerde, ciddi tedaviye direnç söz konusu olabilir. Yine yara enfeksiyonları sıklığı bu sulara temasla artabilir. 

Kulak Kiri Nedir Ne İşe Yarar?

Kulak kiri (buşon, serumen, earwax), dış kulak yolundan salgılanan ve yine kendiliğinden çene hareketi ile dışarıya atılabilen, koruyucu bir doğal vücut salgısıdır. Kulak kirinin içerisinde, antibakteriyel, antiviral, antifungal maddeler, böceklerin yaklaşmasını engelleyen maddeler, suyun dış kulak yolu cildine temasını engelleyen yağlı maddeler bulunmaktadır. Normal bir kulakta dairesel, hafif ıslak ve yağlı görünen koruyucu kir tabakası bulunmalıdır.

Kulak Kiri Nasıl Temizlenir?

Kulağımız kiri üretirken aynı zamanda önceden üretilmiş eski kirlerin atılmasını da kendiliğinden yapabilmektedir. Yani dış kulak yoluna pamuklu çubuk, kağıt peçete, kağıt havlu gibi bir cisim soktğumuzda, kulak kirinin sulu kısmı emilerek içeriye doğru kirin birikimine neden olur. Amerikan KBB Akademisi' nin önerdiği uygulama, sağlıklı kulak zarı ve dış kulak yolu olan insanların, banyo esnasında, ılık suyun her iki kulağına tutarak kafalarını yana doğru eğmeleri, havlu üzerine kulak içerisindeki su ve eski kirlerin dışarıya çıkmasını sağlayabilir. Bundan sonra, kulaklara düşük ayarda saç kurutma makinesi ile sıcak uygulama 1-2 dk yapılarak kulak içerisindeki nem uzaklaştırılabilir. Bu şekilde, dış kulak yolunda halka şeklinde taze kulak kiri kalmış olmaktadır.

Kulak Kiriniz Yoksa ya da Dış Kulak Yolunuz Aşırı Temizse Havuza Girerken Dikkat Edin!

Havuz sularındaki birçok mikroorganizmalar, dış kulak yolunda normal koruyucu kir tabakası olan hastalarda, nadiren enfeksiyona neden olabilir. Havuz suyundaki klorun kendisi zaten kulak kirinin yapısında bozulmaya neden olmaktadır. Koruyucu kir tabakası olmayan hastalarda, dış kulak yoluna havuz suyundaki dirençli mikroorganizmalar ciddi dış kulak iltihaplarına (otitis eksterna, yüzücü kulağı) neden olabilir ya da ciddi dış kulak yolu mantar enfeksiyonları (otomikoz) başlayabilir. Bağışıklık sistemi baskılanmasına neden olabilen ilave hastalığı ve ilaç kullanımı olan hastalarda, bu durum ciddi enfeksiyonlara dönüşebilir.

Kulak Zarı Delikse, Kulak Ameliyatı ya da Dış ya da Orat Kulakta Enfeksiyon Varsa Havuza Girerken Dikkatli Olun!

Havuz suyuna temas öncesi, bir kbb uzmanına danışmanız uygun olabilir. Bunun nedeni, kulak zarında delik olan hastalarda, aktif dış kulak ya da orta kulak ameliyatı olan hastalarda, kulak ameliyatı yapılmış olan hastalarda, havuz suları enfeksiyonlara neden olabilir.

Havuz Sularında Bulunabilen Mikroorganizmalar

Bizim gibi yüzme havuzlarında vakit geçirmekten hoşlanan mikroplar da her şekil ve boyutta olabilir. Bunlar arasında çeşitli virüsler (hepatit A ve norovirüs gibi), bakteriler (Shigella türleri; E. coli) ve parazitler (Cryptosporidium ve Giardia) bulunur. Her biri genellikle çoğumuzun "gastroenterit" ya da "ishal"olarak adlandıracağı türden bir dizi soruna neden olabilir: ishal, bulantı, kusma ve mide krampları gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bir bebek veya yeni yürümeye başlayan çocuk suya kaka yapabilir (Dünya Sağlık Örgütü buna üstü kapalı bir şekilde kazara dışkı salınımı veya AFR adını verir), bunun küçük miktarları daha sonra diğer yüzücüler tarafından yutulabilir. Yüzerken suyu yutmadığınızdan eminseniz, 2006'da yapılan bir araştırma, yetişkinlerin 45 dakikalık yüzme sırasında ortalama 37 mililitre yuttuğunu buldu; bu neredeyse iki yemek kaşığı demektir. Çocuklar bu miktarın iki katını yuttu. Mikroplar yutulduktan sonra yeni konakçının gastrointestinal kanalında dışkılanana kadar yaşar ve döngü yeniden başlar. Kusmuk, mukus, tükürük ve deri gibi diğer dışkı dışı maddeler de yüzme havuzlarındaki patojenik mikroorganizmaların kaynağı olarak rol alabilir.

Havuz sularında aşağıdaki mikroorganizmalar bulunabilir:

  • Mide hastalığına neden olan virüsler, bakteriler ve parazitler yüzme havuzlarında yaşayabilir.
  • Havuza giren insanların dışkılarının temasıyla kirlenmiş su yutulduğunda mikroplar yayılabilir. Klor mikropları uzak tutsa da hepsini hemen öldürmez.
  • Cryptosporidium ve Giardia, klora karşı oldukça dirençli, son derece bulaşıcı parazitlerdir.
Havuz mikropları arasında özellikle dirençli olan iki tane var. Bunlar tek hücreli parazitler Cryptosporidium ve Giardia'dır. Bunlardan herhangi birinin bulaştığı suyu yutacak kadar şanssızsanız ishal, şişkinlik, ateş, mide bulantısı ve kusma gibi çeşitli semptomlarla karşılaşabilirsiniz. Bütün bunlar oldukça rahatsız edicidir ve şiddetli ishal, dehidrasyon tehlikesi oluşturur (özellikle çocuklarda veya hamile kadınlarda). Bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler için özellikle tehlikeli, hatta ölümcül olabilir: örneğin kemoterapi gören veya AIDS hastası olanlar. Cryptosporidium ve Giardia çeşitli yollarla yayılabilirken, insandan insana bulaşmanın en yaygın yolu sudur.

Cryptosporidium ve Giardia oldukça bulaşıcıdır. Cryptosporidium'lu tek bir kişi, büyük bir havuzu kirletmeye yetecek kadar mikrop taşıyabilir ve hastalanmak için çok fazla kirli su yutmanıza gerek yoktur. Bazı rakamlar vermek gerekirse, enfekte bir kişi tek bir bağırsak hareketinde 100 milyona kadar Cryptosporidium mikrobu dökebilir ve hastalanmak için yalnızca 10 mikrobu yutmanız gerekir. Başka bir açıdan bakarsak, enfekte olmuş bir bağırsak hareketi tüm New York'u etkileyebilir. Sert dış kaplaması sayesinde hem Cryptosporidium hem de Giardia vücut dışında uzun süreler (nemli bir ortamda haftalar, hatta aylar) yaşayabilir ve özellikle Cryptosporidium klora karşı oldukça dayanıklıdır.

Diğer bir dirençli mikroorganizma olan, Pseudomonas aeruginosa bakterisi, hemen hemen tüm yüzeylerde biyofilm oluşturabilme özelliği nedeniyle, kalıntı klor seviyesi < 1 mg/L olan arıtılmış sularda, damıtılmış sularda ve dezenfektan solüsyonlarında hayatta kalabilmekte ve mekanik temizleme işlemlerine karşı yüksek direnç göstermektedir. Bu nedenle havuz, sıcak küvet ve jakuzi suyunun kirlenmesi sıklıkla P. aeruginosa salgınlarıyla ilişkilidir. Çeşitli yönetmelik ve kılavuzlar bu riski dikkate almakta ve dinlenme sularında P. aeruginosa kontaminasyonunu kontrol etmeye yönelik önlemleri tanımlamaktadır.

Havuzların uygun şekilde dezenfeksiyonu ve bakımı önemli olmakla birlikte, ilk etapta mikropların suya karışmasını önlemek de önemlidir. Yüzme havuzlarının suyunda Cryptosporidium, Giardia ve antibiyotiğe dirençli P. aeruginosa'nın varlığı, sağlık açısından riskli olabilir. Yüzmeyle ilişkili su kaynaklı hastalıkların önlenmesi amacıyla yüzme havuzu tesislerinin yönetiminin güncellenmesi ve yüzme suyunun arıtılması ihtiyacını ortaya koymaktadır.


Sevgiyle kalın,

Murat Enöz

Yorumlar