Ana içeriğe atla

Beyindeki Şeker Hakkındaki Şaşırtıcı Keşif Alzheimer'la Mücadelede Yardımcı Olabilir!

Beyindeki Gizli Şekerin Alzheimer’la Mücadeledeki Gücü

beyin glikojeni, Alzheimer, tauopati, GlyP, glycogen phosphorylase, oksidatif stres, pentozfosfat yolu, GLP‑1 agonistleri, 8‑Br‑cAMP, düşük protein diyeti

Alzheimer hastalığında, beyin hücreleri içinde biriken tau proteini yığını (tauopati) sinir hücrelerine zarar veriyor. Fakat bilim insanları artık tau ile birlikte başka bir unsurun da rol oynadığını keşfetti: glikojen, yani beyindeki gizli şeker depoları. Glikojen, genellikle karaciğer ve kaslarda enerji stoğu olarak bilinir. Beyinde, özellikle astroglia gibi destek hücrelerinde çok az miktarda bulunur; ancak yeni bulgular, bu ‘az’ miktarın bile nörodejenerasyonda önemli etkisi olabileceğini gösteriyor (kaynak >> Surprise Discovery About Sugar in The Brain Could Help Fight Alzheimer's : ScienceAlert).

Beyinde depolanan glikoz, yani glikojen, aslında düşünülenden çok daha önemli olabilir. Bilim insanları, glikojenin yalnızca bir enerji yedeği değil, aynı zamanda Alzheimer gibi hastalıkların gelişiminde etkili olabileceğini ortaya koydu.

Alzheimer, nöronların içinde zararlı tau proteinlerinin birikmesiyle tanınan bir hastalık türü. Ancak bu birikimin hastalığa neden mi olduğu, yoksa yalnızca bir sonucu mu olduğu uzun zamandır tartışılıyor. Yapılan yeni bir çalışma, tau proteinleriyle glikojen arasındaki etkileşimi inceleyerek bu konuda önemli ipuçları sunuyor.

ABD'deki Buck Yaşlanma Araştırmaları Enstitüsü tarafından yürütülen bu araştırma, glikojenin beyindeki işlevlerine dair yeni bilgiler ortaya çıkardı. Şimdiye kadar glikojen, genellikle karaciğer ve kaslarda enerji depolamakla görevli bir madde olarak bilinirdi. Ancak araştırmayı yöneten moleküler biyolog Pankaj Kapahi, bu yeni bulguların bu klasik görüşü değiştirdiğini söylüyor:

> “Glikojen sadece beyinde birikip durmuyor; aynı zamanda hastalığın oluşmasında da rol oynuyor.”

Araştırma ekibi, hem **meyve sinekleri** üzerinde oluşturdukları Alzheimer benzeri modellerde hem de Alzheimer hastalarının beyin hücrelerinde, anormal derecede yüksek glikojen seviyeleri tespit etti.

İncelemeler, tau proteinlerinin beyindeki glikojenin normal şekilde parçalanmasını engellediğini ve böylece hem tau'nun hem de glikojenin zararlı düzeyde birikmesine neden olduğunu gösterdi. Bu durum aynı zamanda, sinir hücrelerini koruyan savunma sistemlerinin de zayıflamasına yol açıyordu.

beyin glikojeni, Alzheimer, tauopati, GlyP, glycogen phosphorylase, oksidatif stres, pentozfosfat yolu, GLP‑1 agonistleri, 8‑Br‑cAMP, düşük protein diyeti
Burada önemli rol oynayan unsur, glikojeni enerjiye çeviren enzim olan glikojen fosforilaz (GlyP). Araştırmacılar, GlyP enziminin üretimini artırdıklarında glikojen tekrar normal şekilde kullanılmaya başladı ve hücreler kendilerini daha iyi koruyabildi.

Buck Enstitüsü’nden biyolog Sudipta Bar, bu durumu şöyle özetliyor:

> “GlyP’yi artırdığımızda, beyin hücreleri zararlı maddeleri daha etkili bir şekilde temizliyor. Bu sayede hücre hasarı azalıyor ve hatta hastalık modeli sinekler daha uzun yaşıyor.”

Araştırmacılar ayrıca, beyin sağlığıyla ilişkili olduğu bilinen düşük proteinli diyetin (diyet kısıtlaması) bu mekanizmaya etkisini de inceledi. Sonuçlar şaşırtıcıydı: Alzheimer modeli sinekler bu diyetle daha uzun yaşadı ve beyin hasarları azaldı. Bu da, düşük proteinli diyetin GlyP enzimini artırarak koruyucu etki oluşturduğunu gösteriyor.

Bu bulgular, Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklarda glikojen ve tau proteinlerinin birlikte hedef alınabileceğini düşündürüyor. Ekip, bu diyetsel etkinin kimyasal yollarla da taklit edilebilmesi için 8‑Br‑cAMP adlı moleküle** dayalı bir ilaç geliştirdi.

İlginç bir şekilde, bu mekanizma, diyabet ve obezite tedavisinde kullanılan bazı ilaçlarla da ilişkilendirilebilir. Örneğin, Ozempic gibi GLP‑1 reseptör agonistleri, glikojen metabolizmasına etki ederek beyin hücrelerinde koruyucu bir rol oynayabilir. Araştırmacılar, bu ilaçların Alzheimer gibi hastalıklara karşı da fayda sağlayabileceğini öne sürüyor.

Dr. Kapahi, araştırmalarının gelecekteki tedaviler için ne anlama gelebileceğini şöyle açıklıyor:

> “Nöronların şekeri nasıl yönettiğini anlamak, yaşlanmaya bağlı beyin hastalıklarını önlemek için yeni bir yol açabilir.”
> “Yaşlanan bir toplum olarak, beynin bu ‘gizli şeker kodunu’ çözmemiz, demansla mücadelede çok değerli araçlara ulaşmamızı sağlayabilir.”

Bu önemli çalışma, saygın bilimsel dergi Nature Metabolism'de yayımlandı (çalışma linki >> Neuronal glycogen breakdown mitigates tauopathy via pentose-phosphate-pathway-mediated oxidative stress reduction | Nature Metabolism). 

🧠 Beyindeki Glikojen Neden Önemli?

Araştırmanın merkezinde Buck Enstitüsü (Buck Institute for Research on Aging) var. Bilim insanları meyve sinekleri (Drosophila) üzerindeki tauopati modelleri ile Alzheimer’lı insan beyin hücrelerini incelediler. Tau biriktiğinde, glikojenin normal parçalanma ve enerjiye dönüşme mekanizması bozuluyor. Bunun sonucunda hem tau hem glikojen birikerek beyin hücresini yıpratıyor .

Bu birikim, beyin hücrelerinin reaktif oksijen türleri (ROS) ile mücadele yeteneğini azaltıyor; zira glikojenin parçalanması sonucu açığa çıkan enerji, antioksidan sistemin çalışması için hayati. Yeterince glikojen kullanılamazsa, hücre savunması da zayıflıyor .

🔬 Glycogen Phosphorylase (GlyP): Faydalı Bir Enzim

Glikojeni yıkıp enerjiye dönüştüren enzim glycogen phosphorylase (GlyP). Bilim insanları bu enzimin üretimini meyve sineklerinde artırdıklarında:
  • Glikojen yeniden kullanıldı
  • Hücre içi oksidatif stres azaldı
  • Hücre sağlığı korundu
  • Model sineklerin ömrü uzadı 

🔁 Diyet Kısıtlaması (DR) ve İlaçlarla GlyP Aktivasyonu

Meyve sinekleri düşük proteinli (DR) diyete alındığında GlyP aktivitesi doğal olarak yükseldi. Bunun da tau birikimini yavaşlattığı ve ömrü uzattığı gözlemlendi 

Ayrıca bilim insanları, bu etkileri gösteren bir molekül keşfetti: 8‑Br‑cAMP. Bu ilaç da DR’ye benzer şekilde GlyP’i aktif hale getirerek olumlu sonuçlar verdi 

💡 GLP‑1 Agonistleri ile Bağlantı?

Glikojen yolaklarından yararlanan stratejiler arasında GLP‑1 reseptör agonistleri (örneğin Ozempic) de yer alıyor. Zaten diyabet ve kilo kontrolü için kullanılan bu ilaçlar, beyin glikojen metabolizmasını etkileyerek Alzheimer’a karşı koruyucu olabilir .

🧬 İnsan Hücrelerinde de Kanıt Var

Meyve sinekler üzerindeki olumlu sonuçlar, Alzheimer ve frontotemporal demans (FTD) hastalarından elde edilen insan kökenli sinir hücrelerinde de tekrarlandı. Bu da yöntemin evrenselliğini destekliyor .

🛠️ Moleküler Mekanizma: PPP Yolu ve NADPH

Glikojen parçalandığında açığa çıkan glikoz, pentozfosfat yolu (PPP) üzerinden NADPH ve glutathione gibi antioksidan maddelere dönüşürüyor. Bu sayede hücre, oksidatif strese karşı daha dirençli hale geliyor.

👨‍🔬 Bilimsel ve Klinik Önemi

  • Evrensel koruma stratejisi: Tau ve glikojen birikimi sorunlarına ortak çözüm sağlıyor.
  • Diyet müdahaleleri: Düşük protein, oruç-tipi diyetler Alzheimer semptomlarını hafifletebilir.
  • İlaç geliştirme: GlyP aktivatörleri veya GLP‑1 agonistleri terapötik olarak kullanılabilir.
Bu keşif, beyindeki glikojen depolarının “pasif enerji yedeği” olmaktan çıktığını, aktif koruma ajanları olduğunu gösteriyor. Nöronların kendi antioksidan bakım mekanizmasını yeniden güçlendirmek, Alzheimer gibi yaşa bağlı hastalıklarla mücadelede yeni bir yol açıyor.

Klinik deneylerle bu yöntemleri insanlarda da test etmek. Mevcut GLP‑1 ilaçları ve potansiyel GlyP aktivatörlerini kullanarak insan çalışmalarına geçilebilir.

Sevgiyle kalın,

Murat Enöz

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Martıların İlginç Özellikleri

Martlarla İlgili İlginç Bilgiler Martılar, deniz ve kıyı bölgelerinde yaygın olarak bulunan, zeki ve uyumlu kuşlardır. Martıların Bazı İlginç Özellikleri Uçma Becerileri : Martılar, havada süzülme ve dalış yapma gibi olağanüstü uçuş becerilerine sahiptir. Rüzgarı ustalıkla kullanarak minimum çabayla uzun mesafeler kat edebilirler. Beslenme : Martılar, fırsatçı besleyicilerdir. Balık, böcek, yengeç gibi deniz canlıları ile solucan, fare gibi karasal canlıları da yiyebilirler. Hatta çöplük alanlarında insan yiyecek atıklarını da tüketebilirler. Zekaları : Martılar, problem çözme ve araç kullanma gibi zeka gerektiren davranışlar sergileyebilirler. Yem bulmak için çeşitli taktikler geliştirirler ve diğer kuşları avlamak için tuzaklar kurabilirler. Sosyal Davranışları : Martılar, koloniler halinde yaşayan sosyal kuşlardır. Birlikte yuva yapar, yavrularını büyütür ve beslenirler. Koloni içinde karmaşık iletişim sistemleri kullanırlar. Uyum Yeteneği : Martılar, farklı habitatlara ve koşullara...

Bir Kartalın Gözünden Dünyayı İzleyin!

Kartallar ve Görme Yetenekleri Kartallar, görkemli yapıları ve inanılmaz avlanma yetenekleriyle tanınan güzel kuşlardır. Gezegendeki en iyi vizyonlardan birine sahip olma ününe sahipler. 'Kartal gözlerini' kıskançlık yapan şey nedir? Hadi bulalım. Görme Keskinliği Nedir? Görme keskinliği, gözün herhangi bir bulanıklık olmadan bir nesnenin ayrıntılarını ayırma yeteneğidir. Bir insan için normal veya 'iyi' bir vizyon 20/20'dir. Bununla birlikte, kartalların konileri olan retinaları vardır ve çok daha derin bir foveaya sahiptir - gözün arkasında koni açısından zengin bir yapı. Bunlar onlara etkileyici bir 20/5 veya 20/4'lük bir görme keskinliği verir ve bu da havada yüzlerce fit yükseklikten küçük avları bile avlamalarına olanak tanır. Kartalın Görüşü Nasıl Ölçülür? Kartalın vizyonunun gücünü belirlemek için bilimsel bir kurgu var. Kuşlar, sonunda iki TV ekranının tutulduğu uzun bir tünelden aşağı uçmak için eğitilmiştir. Bir ekranda kartalı kendine çekmek için çiz...

Sinüs Rinse / Nasorinse İle İlgili Sık Yapılan Kullanım Hataları

Sinüs Rinse İle Burun İçi Yıkama Konusunda Önemli Bilgiler Sinüs rinse burun içi yıkama sistemi, okyanus suyu spreylere göre yüksek volümlü ve basınçlı burun içi temizlik aracı olarak üretilmiştir. Yıllar önce çekmiş olduğum ve sinüs rinsenin nasıl kullanılması gerektiğini anlatan videoyu aşağıya ekliyorum. Yakın zamanda Abfen Firması için hazırlamış olduğumuz, içerisinde nemlendirici hyaluronik asit içeren formu "Nasorinse" kullanımı ile ilgili videoları da aşağıya ekliyorum. Sinüs Rinse Şişesini 1 Aydan Daha Fazla Kullanmayın Sinüs rinsenin kutu içerisinde satılan plastik şişeleri 1 aydan daha fazla süre kullanıldığında içerisinde kalıcı mikroorganizmalar üreyebilir ve şişenin kullanımı esnasında burun içerisine bu mikroplar ulaşabilir. Kullanım Sonrası Sıcak Deterjanlı Su İle Yıkayın! Bu ürünlerin plastik şişeleri, ıslak ve kapalı kaldığında şişe içi yüzeyde, kapakta çeşitli enfeksiyona neden olabilen mikroorganizmalar üreyebilir. Kullanım sonrasında, şişe içerisinin sıcak...