Ana içeriğe atla

Soslu Ekmek Yiyen Kefaller – Bizim Kanatçı Sarıyer’de Eşsiz Bir Doğa Gözlemi

Büyükdere Caddesi' nde Kefal Balıkları


Sarıyer, Büyükdere Caddesi' nde bulunan Bizim Kanatçı' da, sahile yakın oturduk ve kefal sürüsünün atılan soslu ekmekleri, büyük bir hızla yemesine tanık olduk. Çok güzel bir ortam ve sanki balıklar bunu yapmaya oldukça alışkın gibiydi.

Sarıyer, Bizim Kanatçı, soslu ekmek, kefal balığı, İstanbul balık gözlemi, Boğaz kefalleri, Boğazda balık tutma, Sarıyer'de doğa, deniz canlıları, kefal beslenme, Sarıyer restoranları, Boğaz kenarında yemek, İstanbul doğa deneyimi, çocuklarla doğa gezisi, Boğaz manzaralı mekanlar, balık davranışları, su üstünde balık gözlemi, Sarıyer gezi noktaları, İstanbul yeme içme, Boğaz'ın gizli yüzü, kefal balığı özellikleri, çevre ve doğa bilinci, sucul ekosistem, İstanbul'da balık türleri, kefal balığı Sarıyer, balık gözlem noktaları, doğal yaşam, İstanbul Boğazı ekosistemi, İstanbul'da ücretsiz etkinlikler, çocuklarla Sarıyer gezisi
Restoran çalışanlarının artan ekmek parçalarını denize atmasıyla başlar her şey. Bu ekmeklerin çoğu, müşterilerin tabaklarından kalan soslara bulanmış haldedir. Soslu, baharatlı, hatta acılı ekmekler suya düştüğü anda suyun altı karışır; yüzlerce kefal balığı, adeta bir komut almış gibi ortaya çıkar ve su yüzeyinde kıyasıya bir mücadele başlar. Kefallerin bu davranışı hem şaşırtıcı hem de öğreticidir. Normalde deniz canlıları, doğal beslenme zincirlerine bağlı yaşar. Ancak İstanbul gibi insan baskısının yoğun olduğu bölgelerde, özellikle kıyıya yakın yaşayan türler zamanla insan besinine adapte olabilmektedir. İşte Sarıyer’deki bu kefaller de bunun canlı örneğidir.

Kefal Balığı: İstanbul’un Görünmeyen Misafiri

Kefal, İstanbul Boğazı’nın en yaygın ama bir o kadar da gözden kaçan balık türlerinden biridir. Genellikle sürüler halinde gezer, sığ ve kıyıya yakın yerleri tercih eder. Alışılmışın aksine, deniz dibi yosunları ve küçük organizmalarla beslenmek yerine burada, insan eliyle sunulan lezzetli ama doğasına aykırı yiyecekleri tüketmesi, balıkların adaptasyon yeteneğini ortaya koyar.


Bir diğer dikkat çekici özellikleri ise "titizlikleri"! Sadece soslu ekmekleri değil, sade olanları da seçiyorlar ama açıkça baharatlı, yağlı ekmeklere ayrı bir ilgi gösteriyorlar. Bu da akıllara şu soruyu getiriyor: Acaba damak tatları gelişti mi?

Bizim Kanatçı’nın önündeki bu doğa manzarası, özellikle çocuklar için adeta bir açık hava laboratuvarı. Bir tabak ekmekle saatlerce gözlem yapılabilir. Bu gözlemler sayesinde çocuklar hem balıkların davranışlarını öğreniyor, hem de canlılarla iletişim kurmanın temelini doğrudan deneyimle atıyorlar.

Ekosistem Üzerindeki Etkiler

Tabii ki insan gıdalarının deniz canlıları tarafından tüketilmesi, doğal ekosistem açısından tartışmalı bir konudur. Uzun vadede bu tür alışkanlıkların balıkların sağlığına, sindirim sistemine ve popülasyon dengesine zarar verebileceği öne sürülüyor. Ancak bugüne kadar Sarıyer'deki kefaller üzerinde belirgin bir sağlık sorunu gözlemlenmediği de söylenebilir.

Yine de bu ilginç davranış, bir farkındalık yaratmak için eşsiz bir fırsattır. Deniz canlılarının yaşam alanlarına gösterdiğimiz özen, sadece çevre duyarlılığı açısından değil, gelecek nesillerin sağlıklı bir doğa ile buluşması açısından da büyük önem taşır.

Sarıyer’de Gün Batımında Bir Balık Şovu

Eğer günün doğru saatinde, özellikle akşamüstü saatlerinde oradaysanız, güneş batarken soslu ekmeklerin suya düşmesiyle birlikte kefallerin yüzeyde yarattığı hareketler altın rengine bürünür. Adeta küçük balıkların düzenlediği bir gün batımı dansı izlenir. Sessizce oturup sadece suya bakmak bile terapi gibi gelir. Şehirde bir deniz canlısını bu kadar yakından ve doğal hâliyle izleyebileceğiniz nadir anlardan biridir bu.

Sarıyer, Bizim Kanatçı, soslu ekmek, kefal balığı, İstanbul balık gözlemi, Boğaz kefalleri, Boğazda balık tutma, Sarıyer'de doğa, deniz canlıları, kefal beslenme, Sarıyer restoranları, Boğaz kenarında yemek, İstanbul doğa deneyimi, çocuklarla doğa gezisi, Boğaz manzaralı mekanlar, balık davranışları, su üstünde balık gözlemi, Sarıyer gezi noktaları, İstanbul yeme içme, Boğaz'ın gizli yüzü, kefal balığı özellikleri, çevre ve doğa bilinci, sucul ekosistem, İstanbul'da balık türleri, kefal balığı Sarıyer, balık gözlem noktaları, doğal yaşam, İstanbul Boğazı ekosistemi, İstanbul'da ücretsiz etkinlikler, çocuklarla Sarıyer gezisi

Sarıyer, Bizim Kanatçı, soslu ekmek, kefal balığı, İstanbul balık gözlemi, Boğaz kefalleri, Boğazda balık tutma, Sarıyer'de doğa, deniz canlıları, kefal beslenme, Sarıyer restoranları, Boğaz kenarında yemek, İstanbul doğa deneyimi, çocuklarla doğa gezisi, Boğaz manzaralı mekanlar, balık davranışları, su üstünde balık gözlemi, Sarıyer gezi noktaları, İstanbul yeme içme, Boğaz'ın gizli yüzü, kefal balığı özellikleri, çevre ve doğa bilinci, sucul ekosistem, İstanbul'da balık türleri, kefal balığı Sarıyer, balık gözlem noktaları, doğal yaşam, İstanbul Boğazı ekosistemi, İstanbul'da ücretsiz etkinlikler, çocuklarla Sarıyer gezisi

Kefal Balığı ve Beslenme Özellikleri

Kefal balığı (Latince adıyla Mugilidae familyası), hem deniz hem de tatlı suda yaşayabilen, oldukça esnek bir adaptasyon yeteneğine sahip balık türlerinden biridir. İstanbul Boğazı, Haliç, Marmara Denizi ve Karadeniz kıyıları, kefallerin sıkça gözlemlendiği bölgeler arasında yer alır. Sığ sularda sürüler hâlinde dolaşan bu balıklar, çevrelerinde kolayca fark edilir.

Kefaller omnivor, yani hem hayvansal hem de bitkisel kaynaklı besinleri tüketebilen balıklardır. Doğal ortamlarında başlıca besin kaynakları fitoplanktonlar, zooplanktonlar, algler, küçük kabuklular, yumuşakçalar ve organik çökeltilerdir. Dibe yakın bölgelerde yüzeydeki ince çamur katmanını ağız yapılarıyla süzerek içindeki besinleri ayrıştırırlar. Uzun bağırsak sistemleri sayesinde düşük kalorili besinleri bile verimli şekilde sindirebilirler.

Ancak şehirleşmenin artması ve kıyı ekosistemlerinin insan etkisine daha açık hâle gelmesiyle, kefaller insan kaynaklı gıda artıklarına da yönelmeye başlamıştır. İstanbul gibi büyük şehirlerde, balıkhanelerin, restoranların ve limanların bulunduğu kıyı şeritlerinde, ekmek parçaları, makarna, pirinç, hatta soslu yemek artıkları bile kefallerin dikkatini çekebilmektedir. Sarıyer’deki “soslu ekmek yiyen kefaller” örneği, bu davranış değişikliğinin görsel ve ilginç bir kanıtıdır.

Ekolojik Rolü ve Besin Zinciri İçindeki Yeri

Kefal balığı, bulundukları ekosistemlerde hem birincil tüketici (alg ve planktonlarla beslenen canlı) hem de ikincil tüketici (küçük kabuklular gibi daha basit hayvanlarla beslenen canlı) olarak görev alır. Bu yönüyle besin zincirinin tam ortasında yer alır. Alt seviyelerdeki organizmaları tüketirken, kendileri de daha büyük balıklar (levrek, lüfer, zargana gibi yırtıcı türler), su kuşları ve bazı deniz memelileri için besin kaynağı oluşturur.

Kefallerin bu aradaki köprü görevi, ekosistem dengesinin korunmasında kritik bir rol oynar. Besin zincirinin alt basamağındaki planktonların popülasyonunu kontrol altında tutarken, kendileri de üst basamaktaki canlılar için temel bir enerji kaynağıdır. Ayrıca kefallerin dipteki organik materyali karıştırarak tüketmesi, çevresel temizlik açısından da önemli bir işlev görür; bu sayede su dibindeki oksijen seviyesinin korunmasına ve çamurun homojen dağılmasına katkıda bulunurlar.

Çevresel Değişimlere Uyum Yeteneği

Kefallerin dikkat çekici bir diğer özelliği ise çevresel değişimlere karşı yüksek toleranslarıdır. Kirlilik seviyesi artmış, oksijen oranı azalmış ya da sıcaklığı değişkenlik gösteren sularda dahi hayatta kalabilirler. Bu özellikleri onları, bilimsel araştırmalarda biyolojik gösterge türü (indicator species) olarak değerlendirmek açısından da uygun hâle getirir.

Ancak her ne kadar dayanıklı olsalar da, uzun vadede doğalarına uygun olmayan gıdalarla beslenmeleri, besin değeri düşük ve katkı maddesi içeren yiyeceklerin birikimiyle bağışıklık sistemlerini zayıflatabilir. Bu durum, kefal popülasyonunda görünmeyen ancak yavaş ilerleyen sağlık sorunlarına yol açabilir.

Kefal, Ekosistemin Sessiz Emekçisi

Kefal balığı, gerek doğal yaşam döngüsündeki rolü, gerekse insan etkisine karşı gösterdiği esneklikle, İstanbul’un su altı ekosisteminin sessiz ama önemli oyuncularından biridir. Onları Sarıyer kıyılarında soslu ekmek yerken izlemek eğlenceli olabilir, ancak bu davranışların arkasında yatan biyolojik gerçekleri bilmek, doğaya karşı daha bilinçli bir yaklaşım geliştirmek için önemli bir adımdır.

Sevgiyle kalın,

Murat Enöz

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Martıların İlginç Özellikleri

Martlarla İlgili İlginç Bilgiler Martılar, deniz ve kıyı bölgelerinde yaygın olarak bulunan, zeki ve uyumlu kuşlardır. Martıların Bazı İlginç Özellikleri Uçma Becerileri : Martılar, havada süzülme ve dalış yapma gibi olağanüstü uçuş becerilerine sahiptir. Rüzgarı ustalıkla kullanarak minimum çabayla uzun mesafeler kat edebilirler. Beslenme : Martılar, fırsatçı besleyicilerdir. Balık, böcek, yengeç gibi deniz canlıları ile solucan, fare gibi karasal canlıları da yiyebilirler. Hatta çöplük alanlarında insan yiyecek atıklarını da tüketebilirler. Zekaları : Martılar, problem çözme ve araç kullanma gibi zeka gerektiren davranışlar sergileyebilirler. Yem bulmak için çeşitli taktikler geliştirirler ve diğer kuşları avlamak için tuzaklar kurabilirler. Sosyal Davranışları : Martılar, koloniler halinde yaşayan sosyal kuşlardır. Birlikte yuva yapar, yavrularını büyütür ve beslenirler. Koloni içinde karmaşık iletişim sistemleri kullanırlar. Uyum Yeteneği : Martılar, farklı habitatlara ve koşullara...

Bir Kartalın Gözünden Dünyayı İzleyin!

Kartallar ve Görme Yetenekleri Kartallar, görkemli yapıları ve inanılmaz avlanma yetenekleriyle tanınan güzel kuşlardır. Gezegendeki en iyi vizyonlardan birine sahip olma ününe sahipler. 'Kartal gözlerini' kıskançlık yapan şey nedir? Hadi bulalım. Görme Keskinliği Nedir? Görme keskinliği, gözün herhangi bir bulanıklık olmadan bir nesnenin ayrıntılarını ayırma yeteneğidir. Bir insan için normal veya 'iyi' bir vizyon 20/20'dir. Bununla birlikte, kartalların konileri olan retinaları vardır ve çok daha derin bir foveaya sahiptir - gözün arkasında koni açısından zengin bir yapı. Bunlar onlara etkileyici bir 20/5 veya 20/4'lük bir görme keskinliği verir ve bu da havada yüzlerce fit yükseklikten küçük avları bile avlamalarına olanak tanır. Kartalın Görüşü Nasıl Ölçülür? Kartalın vizyonunun gücünü belirlemek için bilimsel bir kurgu var. Kuşlar, sonunda iki TV ekranının tutulduğu uzun bir tünelden aşağı uçmak için eğitilmiştir. Bir ekranda kartalı kendine çekmek için çiz...

Sinüs Rinse / Nasorinse İle İlgili Sık Yapılan Kullanım Hataları

Sinüs Rinse İle Burun İçi Yıkama Konusunda Önemli Bilgiler Sinüs rinse burun içi yıkama sistemi, okyanus suyu spreylere göre yüksek volümlü ve basınçlı burun içi temizlik aracı olarak üretilmiştir. Yıllar önce çekmiş olduğum ve sinüs rinsenin nasıl kullanılması gerektiğini anlatan videoyu aşağıya ekliyorum. Yakın zamanda Abfen Firması için hazırlamış olduğumuz, içerisinde nemlendirici hyaluronik asit içeren formu "Nasorinse" kullanımı ile ilgili videoları da aşağıya ekliyorum. Sinüs Rinse Şişesini 1 Aydan Daha Fazla Kullanmayın Sinüs rinsenin kutu içerisinde satılan plastik şişeleri 1 aydan daha fazla süre kullanıldığında içerisinde kalıcı mikroorganizmalar üreyebilir ve şişenin kullanımı esnasında burun içerisine bu mikroplar ulaşabilir. Kullanım Sonrası Sıcak Deterjanlı Su İle Yıkayın! Bu ürünlerin plastik şişeleri, ıslak ve kapalı kaldığında şişe içi yüzeyde, kapakta çeşitli enfeksiyona neden olabilen mikroorganizmalar üreyebilir. Kullanım sonrasında, şişe içerisinin sıcak...